30 Mayıs 2009 Cumartesi

Parçalar, birleştirmek için midir?

Git: Yaşamak için ölmeyi mi beklemeliyim? Yaşam perde perde akıyor gözlerimden. Ellerimi kenetledim kenetlemesine de, bu kez hiçbir ize rastlamadım, sana dair. Olduğun yerde kal diyordu içimden bir ses. Bırak diyordu. Bırak işte, hem de her şeyi, olduğu gibi bırak ve git. Bırakmak yeğdi de, gitmek alışılmış bi şey değildi bizim yörüngemizde.
*
Özdemir Asaf: Biten şarkıların yeniden başlamasına takıldım bu aralar. Yeni baştan seni dinlemektense, hiç bitirmeden yaşamayı isterdim seni... Özdemir Asaf misali.

Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep yeniden başlamak isterim.

*
Kibritçi Kız: Gülmek için sebep aradım durdum dar sütunlarda. Geçitler boyumu aştığında sıkışmanın, koşamamanın ne olduğunu daha iyi anladım. Masalımı ters düz ettim, kibritçi kızdan izler aradım ruhumda. Soluk soluğa kalmış bedenlerin, umutsuzluğu akıyordu suretimden. Akmasına izin verdim. Susmasına izin verdim kalbimin. Sustu kibritçi kız. Kibritler dağıldı, alevler yayıldı. Sus dememi beklemedi, sustu ruhumun kibritçi kızı.
*
Çivi yazısı: Bırakmak ve bırakılmak. Mideme yumruk yemiş gibi hissediyordum kendimi. Unuttuğum bir kurtulma yöntemim vardı, gömdüğüm bahçenin arkasına. Çivi yazısına doğru yürüyordum. Yürüdüğüm doğru yol muydu ya da doğru yolda olur muydu emin değildim. Alın yazımı kalbime nakletmiş, kaderimi ruhuma bırakmıştım. Çivi yazısına doğru yürüyordum. Bırakmak ya da bırakılmak üzerine bir çivi çakacak ve kurtulacaktım ondan. Acımı çekecek ve unutacaktım.
*
Kurtuluş: acıdan kurtulmam gerekiyordu. Bedenimi yıkamam ve ruhumu geri almam gerekiyordu, hem de hemen! Acı nüksetti ruhumda. Ruhum kalbine mesken, kalbin kaderime. Kaderimize. ..
*
Puzzle: Parçaydık.. Bileşmesi gereken ayrı parçalar. Birbirinden ayrı, hatasız, kusursuz parçalar. Uzak, soğuk, yakıcı. Parçalanmıştık. Parçalar, birleştirmek için mi vardır? Yap-boz muydu hayatımız? Sen boz.. Ben düzeltirim. Sen boz... Ben birleştiririm. Boz-yap olmalıydı hayatımız. Boz- yap... Hep aynı ritim. Yoksa parçalar, birleştirilmeleri için mi vardı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder