24 Nisan 2010 Cumartesi

Sesini özledim, özledim çok.

Fakat kimselere asla itiraf edemeyeceğin biri özlenmekte şu sıralar. Ve cümlenin en başında "fakat" kullanılır ki, yalanlasın başından geçebilecek her kelimeyi. Ki geniş zaman yaysın, yayılsın özlemi. Ve özlemdir ki seni bana çağıran. Susturmaya mecal bulamadıklarında saklı olduğunu bildiğin, ne var ki elinin uzanabileceği yerden çok uzakta olandır özlediğin. Şu sıralar neyi, neden özlüyorsan, onu, o yüzden kaybetmişsindir.

Akşamdan kalma bir yağmurla ıslanmış kaldırımların yanına tünemiş kimsesiz kedileri gördüğünde sızlayan içine karşı koyamayışındır özlem. Özlem ki, seni olduğun yerden alıp, farklı coğrafyaların iklimleriyle tanıştıran ve tanıştığına bin pişman edendir. Soluk alıp verirken, durmaksızın becereksiz bir sağlık personelinin sana iğne yapması gibi bir şeydir. Hatta iğneden de acı verici, soluğunu yakıcıdır.

Hayatın kanayanıdır zaman. Bilirsin işte, tutulmamış sözler, atılmamış adımlar ve akmamış yaşlar vardır. Olmayanları ve bir daha asla olamayacakları sıralamak kolay… Şimdi, şuanda olsan, aynı saçmalığı yapar mıydım, bilmiyorum… Yapmazdım aslında. Hala söyleyebiliyorum bunun aptalca olduğunu. Gelip bana sorsaydın ya da nedenini merak etseydin, inan bana bir saniye bile düşünmez, geri adımı atardım. Oysa sen gelecekte pişman olabileceğimizi hiç düşünmeden olanları kabullenmiştin bile…

Özledim.

Birlikte dinlediğimiz ve olmayacak anlamlar kattığımız o şarkıları dinlemeyi özledim. Bu satırları yazarken, senden sonra ilk kez dinliyorum onları. Biliyor musun, birlikte yazıp söylediğimiz o şarkı hala bende duruyor. İsmini ne koymuştuk anımsamıyorum bile. Hatırlıyor musun, bunalım şarkımız vardı; Metallica- Turn The Page. İçinde hem hüznü, hem mutluluğu bulurduk. Üstelik bizim için yazılmış bi şarkı olarak görürdük. Kimsenin bakışlarına aldırmadan İstiklal’in orta yerinde tabiri caizse haykırarak söylerdik. Şimdi o şarkıyı tek başıma söylüyorum… Üstelik o eski müzik zevkim de değişti sanırım. 28 Haziran’da konser var ve ben DM’i dinlemiyorum bile! O albümün çıktığı günkü sevinç çığlığımızı, alabilmek için girdiğimiz kuyrukta saatlerce beklediğimizi ve ardından Kumburgaz’a gidip son ses tüm şarkıları, defalarca dinlediğimizi, henüz dün gibi hatırlıyorum. Şimdi elim albümün olduğu rafa gitmiyor bile…

Seninle gittiğimiz yerlerden her geçişimde, yanımdakilere seni anlatıyorum. Adını yanlış söyleyenlere inat, bağırırcasına adını söylemeyi özledim. Şimdi adın, öyle yabancı geliyor ki.

Peki ya İsmail, onu hatırlıyor musun? Kahkahalarla söylüyorduk o şarkıyı. Dinlerken hala gülüyorum… Şarkıyı dinledikten sonra “ulan İsmail ulan İsmail” diye saatlerce gülerdik.

1 Temmuz gece on ikiyi vurduğunda senin sesini duymak gibisi yoktu. Elbet herkesten önce doğum günümü sen kutlardın. Öyle büyük kutlamalardan ve özellikle de hediyelerden hoşlanmadığımı bilirdin. Her 2 Temmuz gecesi bira, gitar ve dostlar eşliğinde Kumburgaz’ın canım kumsalında mini bi kutlama yapardık.

Biliyor musun, uzun zaman olmuştu elektro akustiği çalmıyordum. İki hafta önce en sevdiğimiz şarkıyı çalıp söyledim, Aslı-Gitmiş Gibisin. Artık Avcılar’da takılmıyorum. Cengiz hocadan sonra stüdyoya da gitmedim. Kayıt falan da yapmadım. Dedim ya, gitara biraz ara vermiştim…

Üstelik artık ilaç içmiyorum. Biliyorsun, ameliyat oldum. Evet, o zaman da yanımda değildin. Başkaları vardı. Ya da varla yok arasındaydılar. Senden sonra çok hayatla tanıştım. Tanıdığımı sandıklarımı daha iyi anladım. Şimdi yine, tanıdığımı sandığım birçok insan etrafımda. Gülüyoruz, ağlıyoruz üstelik kavga da ediyoruz bazen. Artık insanlara güvenmediğimi zaten biliyorsun. Biliyorum, gelip geçici herkes. Hem bugün sevdiğim bi insandan yarın nefret edebilirim. Ben artık tüm bunların bilinciyle, kimseyle seninle olduğum gibi olmuyorum. Biliyorsun işte, hiç kimse senin gibi değil. Olamaz da zaten. Yalnızca biri var… Sanırım diğerlerinden biraz farklı. Seviyorum onu. Dedim ya, ne zaman ne yapacağım belli olmaz…

Artık Eroinle alakalı kitapları okumuyorum. Yalnızca dergilerimle ilgileniyorum. Uzun zamandır o parfümü de kullanmıyorum. Sabahları uyandığımızda görmekten bıktığın kolyemi de takmıyorum. Üstelik nerede olduğunu bile bilmiyorum. Birlikte en son Emre’nin konserine gitmiştik. Sesimiz çıktığınca Ve Gülümse Şimdi’yi söylemiştik. Eve gider gitmez elektro akustiğimde çalmıştım onu.

Biliyor musun, birlikte geçirdiğimiz her günü özlüyorum. Aptalca gülmelerimizi, hafta sonları sabahın köründe kalkıp akşama kadar hiçbir şey yapmadan pc başında oturmamızı bile özlüyorum. Sesini duymadığım bi gün yoktu ki. Birlikte izleyip de, kaçırdığımız gollerin ardından avazımız çıktığınca bağırdığımız Fenerbahçe maçlarının o eski tadını özledim. Bu sezon yeni forma bile almadım. Hiçbir maç için totem yapmadım. Eskiden üzerimden çıkarmadığım Piqué formasını giymedim bile… Ben İzmir’e giderken beni uğurlamaya gelmiştin. O gün bana yolda okumam için yazdıklarını hala saklıyorum. Ama hala fotoğraf çekme hastalığım sürüyor. Yazılar yazıyorum. Siliyorum sonra. Gazeteyi spor sayfasından okumaya devam ediyorum. Lars’a hala aşığım. Senden sonra kimse Tunakan demedi bana. Tunakan Arzu olmayı bile özledim… Şimdiler adımı yalnızca Arzu diye biliyorlar. İnan bana, artık böyle ayrıntıları umursamıyorum bile. Acıyı çekip ondan kurtulma yöntemimiz hala işe yarıyor. Ama umursamama günlerim yok artık. Onları ilan edebileceğim biri de yok zaten. Yazları İzmir’e gitmeye devam ediyorum. Utku, Tümer ve Sinem’le Alsancak’ın dibine vuruyoruz. Ama artık anason kokusundan rahatsız oluyorum. Üstelik 16 Ağustos’tan sonra, rakı bile içmedim…

Daha anlatacak çok şey, söylenecek çok söz var. Bunları niye yazdığımı bile bilmiyorum. Seni özlediğim doğru. Ama etrafımdakiler o kadar içten ki… Sanırım yokluğunu pek aratmıyorlar. Ya da ben seni çok düşünmüyorum. Onları da seviyorum, alıştım birçoğuna. Birini zaten çok iyi tanıyorsun. Üstelik Eray da hala en yakın arkadaşım. Ne diyordum? Dinlediğimiz şarkıları dinlemeyeli çok olmuştu.

En sevdiğimiz şarkılar, Bkz: Avril Lavgine- Complicated , Teoman-İstanbuL & , REM-Loosin my religion , Pinhanı-Zaman Beklemez , Metallica-fueL vs.

Bizi anlatır Bkz: Aslı -Yardımcı olmuyor

Sana Gelsin: James Blunt - Goodbye My Lover

Günün Şarkısı: Şebnem Ferah-Bugün

Bence şimdilik bu kadar yeter. Hoşcakal…