30 Ocak 2012 Pazartesi

Tanrı Yalnız Değil



Ve belki de, asla affetmeyeceksin Tanrı’yı. Noellerde kırmızının akmadığı evlerde, soğuk sabahlara uyanacaksın. Çocuksun en nihayetinde, türlü hayallerin orta yerine kurduğun bir hayatı yaşıyorsun. Ve muhtemelen, sen yeryüzünde ağladığında, Tanrı gökyüzünden gülüyordu sana.

Nice vakit sonra öğreneceksin, Tanrı’nın sana anlatıldığı bir yüzünden, bambaşka yüzlere daha sahip olduğunu. En sevdiğin dostunu kaybetmiş gibi hissedeceksin. Bir araba kazasında, aşırı uyuşturucu alımı sonucunda, babanın işi yüzünden şehir ve dolayısıyla okul değiştirmen nedeniyle ya da başka bir sebepten dolayı. Gözyaşları ile dostuna, yani Tanrı’ya, veda ettiğinde odana gidip yeni bir başlangıç yapmayı planlayacaksın. Yatağının üzerinde, bembeyaz bir kâğıda karalanmış iki satırlık not, tüm geçmiş ve geleceğini sarsacak.
Bir daha asla, Tanrı’nın gözlerine bakarak ağlamayacaksın. Çünkü bileceksin, O, “kitaplarda” yazıldığı kadar adil değildi. Sana anlatıldı gibi yalnız da değildi üstelik. Melekler ve şeytanlar vardı, yolunda köle olmuş. Evet, belki hiç ağlamazmış ama kızdığı zamanlarda kullarını ağlatırmış; öğreneceksin. Bu ve daha nice kirli bilgi seni kolundan tutup, görülmesi mümkün olmayan şehirlere götürecek. Bir avuç dolusu yalan sunacaklar sana. Altında imzası olmayan mektuplar, hediyeler, isimsiz “kitaplar” ve bilmediğin yollara giden adresler. Tanrı’yı affetmene yetecek mi tüm bunlar; anlamayacaksın.

Ve bir daha asla altını ıslatarak uyanmayacaksın. Geçmişinin kömür kokulu Noellerine veda ettiğin günden bu yana, tek damla gözyaşı akıtmadığını fark edeceksin. Ellerini şakaklarına götürüp, parmak uçlarınla bastıracaksın. O zaman düşecek zihnine çocukluğun, kiri avuçlarından akan anıları. En son kaldırımın kenarına oturmuş, yağan karların altında soğuktan titreyerek okuyordun bir kitabı. Evet, aradan seneler geçmiş ve Tanrı’yı affetmiştin. Hafızanı zorlayan yalnızca iki satır vardı. Dostuna veda edişinin hemen ardından, yatağında bulduğun iki satırlık not… “Tanrı karşısında pes etmek, acizliktir…”

Tanrı’yı affettikten sonraki Noellerin mi? Bir daha asla soğuk sabahlara olmamıştı. Olmayacaktı da.