12 Aralık 2009 Cumartesi

kahverengi gözler - 4


Bu, sensiz ve kahverengi gözlerinsiz geçirdiğim ilk Noel olacak. İki hafta içinde, hayata yeniden sarılacağım sensiz. Bir sabah uyanacağım ve sonra Noel olacak. Sen takvimimdeki son yaprak gibi üzerime düşecek ve yakacaksın beni kahverengi gözlerinle… özlemeyeceğim seni belki de… bu, sensiz, kahverengi gözlerinsiz ve Paris kokunsuz geçirdiğim ilk Noel olacak. Ama ben muhtemelen aldırmayacağım buna. Sen varmışsın gibi dökeceğim kırmızı şarabı kadehine ve yakacağım kırmızı mumunu hasretine… belli belirsiz kolunu omzuma atmanı, dostluğunu, arkadaşlığını, kardeşliğini, Paris kokunu ve kahverengi bildiğim yeşil gözlerini özleyeceğim aşkım… ama yine de sensiz geçireceğim bu Noel’i… sen ülkemde bile olmayacaksın bu vakitlerde. Ben sabah uyandığımda seni göremeyeceğim ve muhtemelen korkutan titreyeceğim. Yalın ayak çıkacak sokaklara ve elimde bıraktığın ufacık bir notla, seni arayacağım labirent evlerde… sen muhtemelen beni unutmuş olacaksın. Uçakta, yeni bir aşka başlamış olacaksın. Bense geçtiğimde her sokak, duyduğum her çığlıkta seni hatırlayacak ve sana birikeceğim sayfalarca. Kahverengi gözlerini ve Paris kokunu özleyeceğim.
Çok da sevmezdim seni. Belli belirsiz kolunu omzuma atmanı ve gözlerimin için yakmanı severdim. Gülüşünü ve yalan söyleyen dudaklarını severdim.
Bu sensiz, kadehinsiz geçirdiğim ilk Noel olacak… olsun… sensiz geçireceğim son Noel olsun… ben bir sabah uyandığımda, seni yeniden yatağımda göreyim. Etraf dağınık olsun ve ben sana kızgınca söveyim. Dilime hakim olamayıp, kırayım seni. Noel’in hatırına, yine barışalım sevgilim. Sen kendinde olmadan kolunu omzuma at ve ben, yine aşık olayım kahverengiyi çalan gözlerine ve bana uzakları anımsatan, Paris kokuna.

1 yorum: