12 Aralık 2009 Cumartesi

kahverengi gözler - 3


Kar yağdığı zaman, soğuktan kızaran ve ufalan gözlerini, kahverengi gözlerini, kahverengi kirpiklerinde sözlerini yalanlayan bakışlarını severdim en çok.
Dost değil miydik zaten biz? Hayata ve hayatın kahverengisine dosttuk. Kışa dosttuk. Mevsimin son dakikalarına dosttuk. En çok da yeni yaşında, kar tanelerinin altında dans etmeye ve zıplamaya dosttuk.
Taktığın şapkanın altından çıkan saçlarının, kahverengiden sarıya çalmasını severdim. Her gülümsediğinde, bembeyaz teninin ışıldamasını severdim. Vakit Noel’e her yaklaştığında, elinde bir fincan kahveyle hayatının en güzel anını yaşıyormuşsun gibiydin. Kar tanelerinin bulutlardan kopuşunu izlerken, aslında seni büyük bir özlemle izleyendim…
Akşamları sıcak olurdu genelde ev… şöminenin başına geçer ve beni cam kenarında, benimle baş başa bırakırdın. Çoğunlukla konuşmazdın benimle. Köpüren içkinin köpüklerini yudumlar ve bakışlarını bana çevirirdin. Sabahları uyandığımda, evi çam ağaçlarıyla süslü bulurdum. Noel yaklaşmış olurdu muhtemelen. Ve sen kendinde olmadan kolunu omzuma her attığında, ben sana yeniden aşık olurdum…
Kar yağdığında, soğuktan kızaran ve ufalan kahverengi gözlerini ve başımı döndüren Paris kokunu severdim aşkım… kirpiklerini yanağıma her değdirdiğinde, heyecanlanmamızı severdim… taktığın şapkanı ve yağan kar taneleri altında yankılanan seslerimizi severdim…
Kahverengi gözlerin ve başımı döndüren Paris kokunla, Noel’i kutlamamızı severdim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder