15 Haziran 2009 Pazartesi

Büyümek...


Ve düzen bozulur..
Bir el uzanır sana ağaç dalından..
Fark edemezsin.
Ağaç büyük, el kısa gelir, uzanamazsın...
Ardından düzen bir daha asla düzelmez...
Ve ümit biter bir gün.
Endişe kelebekleri sarar gövdeyi, istesen de kıpırdayamazsın.
Çırpınır durursun dakikalarca.
Dakikalar, yıllar gibi gözükür gözüne...
Ardından bir daha ümitlenmezsin.
Ve kalem kırılır bir zaman sonra.
Sen bunu da kaçırır,
Tozlarına ayrılırsın...
Paramparça olur, kırılır, incinirsin ve bir son dersin.
Ardından, bir daha asla, sonu olan şeylere adım atmazsın.
Ve hayat kayar bir gün.
Hayatla birlikte senin de ayağın kayar,
Yolunu şaşırırsın.
Türlü türlü insanlara dönüş yolunu sorar,
hiçbirinden adam akıllı bir cevap alamazsın.
Bir gün bağlanırsın, kalırsın, gidersin, terk edersin, terk edilirsin, düşersin, ağlarsın, gülersin, emin olursun, güvenirsin, yıkarsın duvarları, sınırları aşarsın,
Ve bir gün, sende büyürsün.
Ardından bir daha asla çarpık hayatlarla ilgilenmezsin...
Ve yaşama bir dakika kala, unutursun nefes almayı,
Boğulursun.
Heyecanın, ümitlerin, korkuların ve heveslerin boğar seni.
Hayallerini anımsar ve kulaç atarsın dakikalarda.
Saniyeler kovalar seni.
Yaptıklarını düşünür ve vazgeçme aşamasına gelirsin.
Hayallerin durdurur seni,
yolundan caydırmaz.
Hayalleri yaşatır insanı.
En yaşanılmayacak yerde bile, hayalleri umutlandırır insanı.
Ve bir daha asla, hayal kurmadan uyumazsın.
Asla nefes almayı unutmaz, değer verirsin dakikalara.
Ardından, bir daha asla büyümek istemezsin.
Büyümek, gözüne hiç de tatlı gözükmez bir daha!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder