26 Ocak 2011 Çarşamba

bir dün, bir bugün..



Yanlış tahminler en sevdiğim yönümü, güneyimi, sert iklimlere boyun eğen bir kuzeye çevirirken ben doğumu batıda bekliyordum. Usul usul yağan yağmur, içimdeki ölüleri diriltiyor… Bir hikâyeyi anlatırken ayağımın kaymasından korktum. Yokuş yukarı çıkarken attığım her adımda sokağın en başındaki ölü denize bakan hücrelerim, doğum sancısını hissediyordu. Nefes alırken sıkışan göğsüm ve hediye paketindeki bir çeşit hüzünle, en kederli anımı yazıyor, yaşıyordum. Bir cumartesi günü, sana mevsimin son türküsünü okumam için en ideal gün.

- Gece: Aralık ayında bir Cumartesi. Bir gece, sabahı beklerken görülen bir düş kadar kısadır uyuduğunda. Ne yaptım sorusunun istemsizce sorulduğu yegâne andır. Acıdır, kimsesiz ve çoğunlukla yorgun… Baş yastıkla buluştuğunda olur olmaz hayaller düşüverir zihne. Bir gece, yılın son cumartesisinde, aralığın son haftasında bir cumartesi… Gece henüz güneşle değiştirmişken yerini, ben nefessizce yollara yazıyordum…

- Sabah: Aralık ayında bir Pazar. Ölümü beklerken öldüğünü hissettiğin bir Pazar. Cumartesinin hemen ardından insafsızca gelip, tepeye oturan bir Pazar, yılın son pazarı üstelik. Suratsız, bir o kadar da bencil bir Pazar günü, geceden kalma hüznünü sabaha dayayıp sesinin yettiğince haykırabilirsin! Gökyüzüne, ağaçlara, yollara… Dilediğince ve sesin çıktığınca, üstelik bir o kadar da sessizce… Bir Pazar günü, içsesine ayıracağın en ideal gündür.

- Yağmur: Sessiz ve sakin gökyüzü. Bir pazartesi günü. Camın hemen sol yanındayım. Elimde kahvem, gözlerimde yol, üzerimde senin bir Cuma günü aldığın şal ve uzakları düşünüyorum… Sessiz ve sakin yağıyor yağmur. Bir yaprak düşüyor önce, sonra bir yaprak daha takvimden. Yaşlanıyorum, yaşlanıyoruz… Bir pazartesi akşamında yağmur yağıyor. Gece lacivert; an, zamanın en koyusu…

- Yeni Yıl: Bin bir umutla güne başlamak önce… Bu yıl yepyeni bir ben olmak. Uçmak mesela, arabaya binip dilediğin tonda Michael Jackson dinlemek. Sonra hayat bir de, geçen seneden ne kadar farklı, farkında mısın? Okuduğun kitaptaki karakterler değişecek evvela, ardından insanlara yüklediğin anlamlar… Acı burnunu sızlatacak, sevinçten ağlayacaksın belki de. Yeni sorumluluklar yüklenecek omzuna, hayatın soğuğuna da, yazına da katlanmayı öğreneceksin zamanla…
Senenin son günü, bir Cuma… Yeni yılın ilk günü, cumanın hemen ertesi, bir Cumartesi… Bir mevsimi kucaklayacaksın önce. Kar yağacak muhtemelen, şehir baştan aşağı bembeyaz! Belki uzakta olacaksın şehrinden, uyandığın bizim sabahımız olmayacak. Saat gece yarısını vurduğunda, camın yanında yağmur hiddetle camı aşındırırken elinde kadehinle gözyaşını bırakacaksın bir seneden geriye… Hüzünlü günlerini hatırlayacaksın onlarla… Buluşmalarını özleyecek, en sevdiğin kelimelerin diline dolanmasını sonra. Nefessiz kalacaksın belki de…
Bir Cumartesi günü yeni yılı kucaklarken, hayatı yeniden ve yeniden anlayacaksın.

Ve bugün, hayatının geri kalan ilk günü…
Tadını çıkar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder