5 Ağustos 2009 Çarşamba

Ben nereye demir atsam, ah yasaklı sulardayım..


Burada kalmayı seçseydi en başında, belki de gitmesini isterdim. Belki dönmesini. Belki yıkılmasını. Belki de düşmesini isterdim. Hepsini ben isterdim. Hepsini benim için isterdim. Karşısına geçmek ve yanlış şeritten gittiğini söylemek belki de şerit değiştirmesine mani olmak isterdim. Ruhumu satmak, gizlemek ya da o anda beni her ne saklayabilirse, onu yapmak isterdim.
Yazmak için gitmeni beklemek. Beklemeyi sen gidince seçmek isterdim. Bir İspanyol gibi. Düzensiz ve bozuk ritimlerle nefes almak. Ve avazım çıktığı kadar la mordan söylemek isterdim. Ben buyum! Demeden evvel, ne olduğumu, sahiden de bilmek isterdim...
Tuvalimden akan umut dolu bir mektup olsun isterdim sana. Ne dediğini bilmeden utanan, aktığını bilmediği yaşları yanaklarından silen soluk bir anı olmak isterdim geçmişinde. Ne söyleyeceğini bile bilmeden, ayağına takılanlara ve kanayanlara aldırmadan sana doğru uçan, koşan, zıplayan ya da sana yetişebilmek için her ne yapabiliyorsa onu yapan soluk bir iz olmak isterdim geleceğinde. Uçurumdan bir lezzetle dudağından arta kalmak ve boşluklara tükürmek isterdim gizlenmesi zor nefretimi. Hiç gitmemişsin gibi yapıp, yeniden oyunumuza başlamak isterdim. Sensiz bir oyunda ebe olmak ve hayalini sobelemek isterdim. Uçsuz bucaksız bir düş gibi seni sırtıma alıp, üstlenmek isterdim tüm neşeni. Sonra katıp hüznünü hüznüme düşünmüyormuş gibi yapmak ve ben sadece geleceğimizi görmek isterdim. Hem de deli olacağımı bile bile. Hem de senden ayrılacağımı göre göre. Bilmek isterdim yaşayacağımız saliselerin ağırlığı. Sırtlamak ve uçurmak isterdim tüm yelkovanları. Zaman atmasın ya da nabzım dursun isterdim. Uçurumdan atlamak gibi bir şeydi bu... Sen yokken içimde kalan tüm nefreti tükürmek isterdim suratına. Suratının tam ortasına, hevesinden arta kalan boşluğa, nefesimdeki kini ve endişeyi tükürmek isterdim.
Hayalinde gizli o tek alacayı karalamak, sensiz yollarda seninle yürümek isterdim. Yaptığım hatadan dönememek ve çaresizliğe boyun eğmek isterdim. Senden arta kalanlarla değil senin parçalarınla yaşamak ve yürümek isterdim. Yürürken yalpalamak, sendelemek, olur olmaz düşmez ve kanamak isterdim. Boşluklara doğru. Gidişat hoş değil deyip, kolumdan tutulmasını isterdim. Kolumdan tutanın yüzündeki kahramanlık hevesini yıkıp, tutanın kollarından düşmek ve kendi çabamla ayağa kalmak isterdim.
Nice sonra bu rüyadan uyanıp, oyunuma kaldığım yerden devam etmek isterdim. Hep senin tam arkada, belanın çok ötesinde, nefesinin tam ortasında olmak isterdim. Hiçliğin kenarından geçip hayata dil çıkarmak ve senden ödünç aldığım tüm gülücükleri boşa harcamak isterdim. Tüm isteklerim bir yanaydı da ben en çok rüyalarımın gerçek, gerçeklerimin rüya olmasını isterdim. Ben seni değil, senin hayallerini isterdim. Senden arta kalanlar benim değil, her gece gördüğün o lanet rüyaların benimdi! Rüyalarımı bana geri vermeni, gecemi gündüzüme katmanı ve benden kopmanı isterdim. Acı çekmek ve yorulmak isterdim. Hayallerine girmek ve beni andıran tüm kareleri silmek isterdim geleceğinden.
Tıpkı şimdi olduğu gibi... Uzaktan sırıtmak isterdim geçmişine ve geleceğine... Bilmediğin adıma yeni sıfatlar ve boş tanımlar ekleyerek geçirdiğin bir yüzyılın boşluğunu sana ispatlamak ve en nihayetinde seni yeryüzünden uzaklaştırmak isterdim. Kesin bir ayrılık değil de can acıtıcı bir son yazmak isterdim. Kalemden mürekkep gelmedikçe damarımı zorlamak ve nihayet acıya göğüs germeyi öğrenmek isterdim.
Mürekkebin delici gücüne hâkim olmak ve yazmak isterlerdim satırları damarlarımdaki yeşil kanla... Dünyanın soğukluğunda yaslanabilecek tek omuz, dökülebilecek tek bir gözyaşı isterdim. Fazlası bize gereksizdi de, ben en çok senin hayallerini görmek isterdim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder